Derin çok derin... Nerede benim yerim?Bu yarım kalmışlık hissini adlandırabilir miyim hiç.Yapabilir miyim? Seyirlik mecralarda!İlk adım olarak kendimi programlayıp maskelemem gerek öyle kuru kuru maskelemekle de olmuyor.Yıkacaksın ortalığı, savuracaksın acımasız kelimeleri, hoyratça, sakin bir liman bulana kadar...Liman var mı?Orda bir köy var uzakta der gibi çok uzakta çok... Bölünmüş kuytularda!Tereddütsüz,bodoslama dalsam sudan çıkmış balığa dönüyorum balık olsam iyi alık alık.Yırtınsam neye yarar, kime neye yarayacak?Koskoca boşluklara belki, kelimenin tam anlamıyla hödük olan boşluklara.Ateşten gömlek olsam kül olur giderim, biliyorum.Ne dün ne bugün değişmedi açgözlü nefisler, beter oldukça beter durum.Yarın?Ne olur kimbilir!Damdan düşer gibi cee ee yapsam,akıllarına,yüreklerine kabul buyrulur muyum?Ne münasebet hiç olur mu onların paşa gönlü bilir onlar azametli,azimliler hokkabazlık konusunda bir öyle bir böyle salınırlar nabza göre şerbet vererek,şerbetlendiler maşallah.Ayarsızlar,fütursuzlar umuru değil insan olmak,adam gibi adam olmak metastaza uğramış hücreler gibiler çoğalarak büyüyorlar çürüyorlar,çürütüyorlar.Seyehat ediyorlar adeta,konaklamaları acil, savurgan,minnetsiz hep bir yerlere yetişme telaşında, zamanı heba etmek çok alışılmış bir durum onlar için.Alışkanlıkları şımarıklık boyutunda, tüketmeye programlanmışlar.İnsan görünümünde gezen robotlar,tabir yerindeyse piskopat android bunlar, evet evet androidler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder